28 Eylül 2007 Cuma

YORUCU BİR HAFTANIN ARDINDAN

Kızımın idrar sonuçları kötü çıktı. Yeniden idrar vermek zorunda kaldık. Şimdi merakla sonucun çıkmasını bekliyorum. İnşallah ilk tahlil hatalıdır diye dua ediyorum. Kan sonuçlarımız bugün çıkacak. Yavrum benim kan alırken nasıl direndi, elim elim diye bağırarak koridoru inletti. 3 kişi zor tuttuk. O ağladı, ben ağladım. Kızımın bu çektiğe acılara karşılık inşallah sonuçları güzel çıkar.
Oğlumun dün akşam kreş toplantısı vardı. Öğretmeniyle biraz sohbet etme imkanıda buldum. Oğlum kreşe başladığı günden bu yana aile resimleri çiziyormuş. Öğretmeni bunlar kim diye sorduğunda ece, babam ve ben diyormuş. Resimlerde sadece ben yokum. Öğretmeni anne neden yok diye sorduğunda cevap vermiyormuş. O kadar çok üzüldümki anlatmam mümkün değil, burnumun direği sızladı Resimlerde olmamak önemli değil. Onun ruhunda, kalbinde yaratmış olduğum izlenim beni üzdü. Oğlum çok duygusal, birazda içine kapanık bir çocuk olmasından dolayı, duygularını resmederek ifade etmiş.
Hal böyle olunca da Öğretmenimiz utkuyu bugünlerde biraz ihmal ettiğimi düşünmüş ve biraz daha ilgilenmem konusunda uyarma ihtiyacı duymuş. Bende ona durumumu anlattım. Tabi bunların hiç biri bahane olamaz. Elimden geldiğince vakit yaratmaya çalışıyordum, yeterli gelmiyormuş onu öğrendim. Bundan sonra karar aldım. Akşam yemekten sonra bulaşık, çay, meyve olaylarına kesinlikle karışmayacağım! Hepsini eşime bırakıyorum. Ben ev işleriyle ilgilenirken tabiki o çocukla dilediği kadar oynayıp sohbet etme imkanı buluyordu. Ayrıca en önem sorunumuz, evde kuralların uygulanmasında ve yaptırımlarda benim daha sert olmam ve babamızın bu konuda daha yumuşak olması dolayısıyle, kötü kadın müzeyyen rolünü benim üstlenmem oluyordu. Olaya çocuk cephesinden baktığında daha farklı bir durum çıkıyor. "Annemin hep işi var, hiç benimle oyun oynamıyor benimle hiç ilgilenmiyor, annem herşeye karışıyor, hep kızıyor ve kurallar koyuyor" diye düşünüyor. Öyle ki dün akşam evde uymak zorunda olduğumuz kurallar konusunda biraz konuştuk ve bana söylediği şey, "evde kural olmaz sadece kreşte kural olur anne "dedi. Öyleki kendine ait sorumluluklarını bile bizim üzerimize atma durumu söz konusu. Kreşte yemek yeme, üstünü değiştirme, yatağını yapma, oyuncaklarını toplama herşey yapılıyor. Hatta öğretmen bu konularda övgüyle bahsediyor ama söz konusu ev olunca herşey tam tersine değişiyor. Herşeyi Annenin yapması gerekiyor. "Sen yaparsın, ben yapamıyorum anne" durumumuz çok vahim.
Daha sonra da eşimle konuştum, bundan sonra akşam işlerini kendisinin yapacağını, utku kendisiyle oynamak istediği zaman işim var oğlum annenle oyna deyip eceyle ilgilenmesini, ayrıca kurallar konusunda en azından benim kadar sert olmasını istedim. Bakalım bu işte ne kadar başarılı olacağız, zaman gösterecek .
Anne olmak herşeyden önce kadın olmak ne kadar zormuş yarabbim! Bütün herşey senin üzerinde, herşeye senin yetişmen gerekiyor. Herşey senden bekleniyor... Annelik ve kadınlık zor zanaat, kendine güveni olmayan bu işe hiç soyunmasın, benden söylemesi!